Sevgili mezunlar; Metin Atamer Abimizin Talas Amerikan Ortaoku ile ilgili Hurriyet gazetesinde cikan yazisi ektedir. ... Yok Olan Bir Tarih Osmanlı Devletinin en zengin dönemlerinde Fransa’ya verilen Kapitülasyonlar içeriğinde eğitim konusu ve buna bağlı bir çok okulun, başta Istanbul olmak üzere bir çok yerde açıldığını biliriz. Istanbul’daki San ile başlayan bir çok okul, bu icazete bağlı olarak kurulmuştur. Bu izin 240 adet okul açma izni olarak bilinir. Osmanlı Devleti zayıflamaya başladığı 1700 lü senelerde Cezayirde, Amerikan donanmasına ait bir kaç savaş gemisinin Osmanlı tarafından el konulmasına karşılık mı bilmem, Amerika, Osmanlı hudutları içinde 400 okul açmak için icazet ister. Bu icazet verilir amma 400 rakkamı olmaz. İlk inşaa edilen okul Istanbul daki Robert Collage, Bebek koyuna hakim bir tepede yerleşir. Bundan hemen sonra Kayseri TALAS Amerikan Orta Okulu takip eder ve sırasıyla Tarsus, Gaziantep, Samsun, İzmir, Elazığ, Harput, ve Merzifon gibi şehirlerde bu okullar açılmaya başlar. Hatta bazılarında Klinik olarak halka sağlık hizmeti veren birimlerinde oluşması bir ihtiyaçtan olsa gerek. Bu gün Gaziantep Amerkan Hastahanesi de bu serinin bir devamıdır. Bunlardan Talas köyünde 1889 senesinde yapılan Amerikan Orta Okulu’na bende yatılı olarak 1953 senesinde başladım. Bundan 61 sene evvel bu okula başladığımda daha 11 yaşında belki çocuk denecek yaşta idim. Bu okulda ailelerden uzak 165 çocuk her sene okudu. 1968 senesinde bir nedenle hayatiyetlerini sürdüremiyen okul idaresi okulu kapatma kararı aldı. Bu okul eğitim verdiği süreç içinde Genç Türkiye ye bir çok lisan bilen dinamik insan yetiştirdi. Kimler yoktu ki : Uluç Gürkan, Mete Akyol, Cengiz Çandar, Ahmet Leventoglu, Ayhan Sicimoglu, Hazım Kantarcı, Korkmaz Haktanır, Sadi Çalışlar, Ali Nail Kubalı, Oktar Ataman , Yalım Eralp, Türker İnanoğlu, Fevzi Vidinli ve Engin Ünsal gibi Siyasiler, sanat dalında seçkin insanlar, Gazeteciler, Dış Politikaya yön vermiş Sefirlerden tutunda, Üniversitelerde eğitim veren Profösörler, Ordulara Komutan olan Paşalar ve çok büyük Holdinglerde Şirket Karar Kişisi olarak görev yapanlara varıncaya kadar insan yetiştirmiş bu güzide kurumun bu gün geldiği yer ise, yıkılmaya mahkum olan 125 senelik taş binaya bakmaya cesaretimiz yok. Hangi irade bu tarihi eseri yıkmaya karar verir, anlamakta güçlük çekmekteyiz. Mezunlar olarak bizim içimizin eridiği, resmine bile bakmaya cesaret edemediğimiz bu güzide tarihi eseri yıkmanın, kimseye fayda vereceğini düşünmemek gerekir. Aksi halde orayada mı bir Beyaz Şato olarak Kayseri Belediye Sarayı düşünülmekte diye bir sözüm geldi, üzülerek söyledim. Metin Atamer